Dans, partnerlerin birbirlerine adım adım uyum sağladığı, birbiriyle senkronize hareket ettiği ve birbirlerinin sınırlarına, ihtiyaçlarına ve duygularına saygı gösterdiği bir akış bütünüdür. Benzer şekilde, ilişkilerde de partnerlerin birbirlerine uyum sağlaması, ihtiyaçlarını dikkate alması, birlikte hareket etmeleri ve sağlıklı bir denge kurmaları gerekir.
İlişkide her iki tarafın da sorumluluk alabilmesi, doğru iletişim kurabilmesi, destek olması ve zaman zaman adım atarak ilişkiyi daha güçlü hale getirmesi ilişkilerde uyumun yakalanmasını sağlayabilir. Dansın uyumlu olması, sadece bir kişinin liderlik yapması veya diğeri tarafından yönlendirilmesiyle ilgili değil, her iki kişinin de birlikte hareket etmeye istekli ve bağlı olması gerektiğini ifade eder.
Birbirini anlamak ve ihtiyaçlarını paylaşmak, zorluklarla karşılaşıldığında birlikte çözüm aramak, birbirine güvenmek, zor zamanlarda destek olmak, ortak bir amacı takip etmek hem kişilerin bireysel alanlarında hem de ilişkilerinde sağlıklı bir çerçeve sunar.
İlişkimizde kazanan ya da kaybedenin olmadığı, partnerimizle yaşamı çoğu zaman uyum ve doyum içerisinde deneyimlediğimiz, adımlarımızın birlikte adeta dans ediyormuşçasına senkronize atıldığı bir yaşam durumunda olmak elbette ideal ilişki biçimidir.
Diğer taraftan; çoğunlukla akıntının tersine yüzdüğümüzü, anlaşılmadığımızı, uyumsuzluğu, tökezlemeyi, her ne olursa olsun partnerinin sırtını yere sermeyi ya da yere serilmiş hissetmeyi deneyimliyor olmak, ilişki ritminin danstan çok bir güreş müsabakasına benzemesidir.
Hiç bu gözle baktınız mı?
Sizce ilişkiniz bir dans mı, yoksa bir güreş mi?